Nisan 30, 2010

zira ne ki?

Ne diyorum.. Şöyle sınavların olmadığı, ders çalışma gibi lüzumsuz faaliyetlerin gerçekleştirilmediği, tek yapılan zihin aktivitesinin tabu oynarken 'demek' ve 'söylemek' kelimelerinin kullanılmaması adına 'kelimesini sarf etmek' gibi saçma kalıplara başvurmak olduğu bir yerde bulunsak-yaz tatili de diyebiliriz ona evet. Ama tek bir farkla; bütün bunların gerçekleştirildiği bu yer okul olacak. Okul kapanmasın, ama okulun barındırdığı göz bozucu, beyin yorucu şeyler olmasın. Çok da basit hani istediğim. İnanırsak olur sanki.
Okul güzel şey. Okuyamazken eğlenmekle kalmayıp, eğlenirken öğrenemiyosun. Tek başına değil de sınıfça, bir bütün olarak öğrenememenin 'lezzeti', hoca suratına bakıp 'anlatabıldım mı?' derken, senin içinden ona büyük bir rahatlıkla 'hayır' diyebilmenin keyfi. Çok iyi be.
Sınıfta arkamda oturan güzel yurdum insanı, bugün matematik sınavında boş kalan zamanında okulun kalan günlerini saymış. E kızın zamanı artmış, napsın? Tüm soruları gözden geçirmiş, aramış, taramış, düşündüklerini en iyi şekilde ifade etmeye çalışmış, kırk beş dakikayı dolduramamış. Neyse, şu an söylediği sayıyı hatırlamıyorum ama yaklaşık otuz gün mü ne kaldı işte. Baya az. Düşünün de bakın.

Diyeceğim, sınavlar kırk beş dakika gibi uzun bi zaman diliminde olmasın. Zira insanın canı sıkılıyor.